4.gün Pazar
Sabah namazında lobide buluşup Medine-i Münevvere'deki önemli yer ve mescidleri ziyaret için otobüslerle yola çıktık. Önce Uhud dağı ve şehitliğini, ardından Yedi mescidler, Mescidi kıbleteyn ve Küba mescidini ziyaret ettik.
Burada grubun diğer üyeleriyle ilk defa konuşma şansım oldu.
Kuba mescidinin bahçesinde neyseki hocamız ziyaret ettiğimiz diğer yerler ve burası ile ilgili bilgi verip bundan sonraki günler için programı anlattı.
Bu arada burda özellikle yaşlılar için portatif hafif sandalyeler var. Her yerde bulunmadığı için ananem bi tane bulunca bütün gün elinden bırakmıyordu. Adını da İbrahim koydu;)) ibrahimi otele giderken büyük mescid kapılarının arkasına saklıyordu. Bi sonraki vakitte geldiğimizde yine aynı yerde buluyordu:)
"İbrahim" -temsili-
Ziyaretlerden sonra 10 gibi odaya gelip yattık. Öğleni odada kılıp ikindiye mescide gittik. İkindiyi beklerken arkamda Türk teyzeler vardı. Bu arada burada en çok Türk, Pakistanlı ve Endonezyalı var. Her millet de birbirini giyiniş tarzından tanıyor. Arkamda teyze kaç gün kaç paraya geldiğini soruyordu diğerine ve verdikleri paraya göre ücretin beklentiyi karşılayıp karşılamadığını konuşuyorlardı, duyduklarımdan anladığıma göre o kadar paraya bu kadar hizmetten çok memnun kalmamışlardı. Keşke namazı beklerken böyle dünya kelamı konuşacaklarına daha hayırlı şeyler konuşsalar veya ibadet etseler dedim içinde. Ama sonra benim de akranlarımı bulunca tur şirketini çekiştirdiğimizi hatırlayınca hepimizin imtihanının farklı konulara olduğunu farkettim... Benim için başka şeyler imtihan konusuydu, o teyze içinse ücreti... Kendi nefsimize dokunan noktalarda aslında birbirimizden farkımız yoktu...
Ego ve nefisle mücadele burada bitmiyor belki daha da güçleniyordu.
Akşam orucu mescidde hurma ve suyla açıp akşam namazını da cemaatle kılıp
otele gittik. Otelde çorba çıktığı için sıvı tüketimi açısından çok önemli gideceklere bol bol çorba ve yeşillik yemelerini tavsiye ediyorum.
Burda hemen tekrar abdest alıp mesicde döndük, yatsının farzına bu sefer hemen başladı imam. Normalde ezan okununca yaklaşık on beş dk kadar farza başlamak için bekliyorlar ama bu imamımız hemen başladı. Biz de hemen başladık. Sonra teravihe başladı. Burda teravihler ikişer rekat olarak kılınıyor ama selam verilir verilmez o kadar hızlı yeni rekata duruluyorki selamdan sonra imamın allahu ekber deyip tekbir almasına zor yetiştik ilk başta. Sonraki akşamlarda alıştık çok şükür. On rekat bittiğinde ise uzunca bir selam verip biraz ara veriliyor. 5 dk kadar. Dinlenme ihtiyacınızı burada karşılıyorsunuz. Tabi teravih hatimle kıldırıldığı için ve ramazanın son günlerinde olduğumuz için çok okunan bildiğimiz surelere sıra geldi. Bu akşam rahman ve vakıa surelerini okudu. Dün akşam da fetih suresini okumuştu. Yalnız fetih suresinde o kadar şaşırdı ki biz de buna şaşırdık. Çıkışta bi Türk teyzeden öğrendiğime göre bizim şaşırdı sandığımız yerde imamlar Efendimizi (sav) gördükleri için o şekilde takılıyorlarmış. Onlara hocaları öyle söylemiş. Bilmiyorum sahih midir değil midir, Belki de bizim hüsnü zann etmemiz içindir, Doğrusunu Allah bilir. Bu arada İnsanın aşina oldugu surelerin okunması ve biraz daha anlaması çok daha farklı bir etki yapıyor.. Teravih bitince Muna bizi buldu. Annesi misk kokusu göndermiş bize
Bana da bileklik hediye etti:)
Biraz sohbet edip ayrıldık
Yatarken saat 00.30 civarlarıydu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder