25 Temmuz 2015 Cumartesi

Medine 7. Gün

7. Gün Çarşamba

Evet bugun yedinci gündeyiz. Bir hafta oldu geleli ama sanki çok daha uzun süredir burada gibi hissediyorum. Bu gece sahura inmek istemedim kendimi halsiz hissettiğimden dolayı,  ananem sağolsun tepsiyle odaya getirdi beraber yedik. Benim boğazlarım da şiştiği için yine namaza gidemedim:( nasılki Türkiye'den buralara gelebilmek bir nasipse burada ibadet edebilmek de ayrı bir nasip. Bana iki gündür mescidde namaz kılmak nasip olmuyordu :(
Cuma günü Mekke'ye geçeceğimiz için benim boğazlar daha fazla ilerlemesin diye bir doktora görünmeye karar verdik. Burası çok önemli: diyanet'in türkiyeden gelen umrecilere özel ücretsiz sağlık ocağı hizmeti varmış. Bazı otellerin odaların olduğu katlarında iki oda bu sağlık görevlilerine ayrılmış durumda, bi oda bekleme salonu ve serum, hava verme gibi şeyler için bi sedye var, bir oda da doktor muayene ediyor. Bizim grubumuzun görevlisi saat 10 gibi bizi götürdü. Bizim otele en yakın Salam Marmara otelinin içinde varmış, yürüme ile 5-6 dk da gittik. Otele girişte panoda "Türkiye Diyanet İşleri Sağlık Ocağı 1.kat 109 nolu odadadır" diye bilgilendirme kağıdı var fakat otelin dışında kapıda vs herhangi bir yönlendirme yok. Biz de zaten böyle bir hizmeti tevafuken mesciddeki bir teyzeden öğrendik. Yoksa medinenin kendi doktorlarına gidicektik. Eğer siz de bu şekilde bir sağlık sorunu yaşayıp doktora görünmek istiyorsanız grubunuzun görevlisine söyleyin onlar zaten en yakın hangi otellerde sağlık ocağı olduğunu biliyorlar. Hatta hac zamanı hastane bile kuruyormuş Diyanet buraya. Ben şikayetimi doktor hanıma söyleyince kaç gün daha kalacağımızı sordu, muayene etti, hafif boğazlarım şişmiş hissettiğim gibi. Daha on günümüzün olduğunu öğrenince antibiyotik yazdı. Daha doğrusu hemen verdi, ben reçete beklerken al bunu günde iki kere kullan diye önüme ilacı koydu:) yani muayene ücretsiz olduğu gibi ilaç da bu şekilde ücretsiz... Fiyatından ziyade eczane arama derdinden kurtulduğumuza sevindim. Allah razı olsun deyip çıktık. Saat 11.30a geliyordu mescide gidip öğleni bekleyelim  dedik. Mescide dönerken geçtiğimiz yollarda ufak ufak mescidler vardı. Meğerse birisi Hz Ali, birisi Hz Osman, birisi de Bulut mescidiymiş. Bulut mescidinde Efendimizin (sav) bayram namazı ve yağmur duası için dua ederken bir bulut sürekli onu takip edermiş, bu yüzden "bulut" anlamında Gamame Mescidi denmiş buraya. Malesef bu mescidler genelde kapalı oluyorlarmış.

Biz mescidi nebeviye girince mescidde her yerde klima, avluda da vantilatörler olduğu için gidip güneşe oturdum;) sıcak iyi geldi ama bi yandan da şıp şıp terledim gözlüğümün için bile su doldu :)  namaz esnasında safa geçince yine soğuğu yiyeceğimi de farkedince en iyisi odaya geri dönmek deyip kendim odaya dönüp okumaya orada devam ettim. Dediğim gibi bu mescidde namaz kılmak nasip olmayan ikinci günüm oldu... Vardır bir hikmeti dedim...

İkindiyi ve akşamı da odada kılıp iftardan sonra hemenı çıktık. Bu akşam son teravih akşamı oldugu için aşırı kalabalıktı. Sokaklar bile namaz için doluydu. Bir süre sonra görevliler mescidin kapısında durup içeriye kimseyi almamaya başladılar. Teravihin ortasına gelmemize rağmen hala içeriye girmek için görevlileri aşmaya çalışıyorlardı. Bu gece hatim biteceği için 30.cüzü okudu imam. Son rekatte çooook uzun bi dua yaptı. Önce Allaha tazim, sonra Peygamberimize salat, sonra da dua etti. Saat 23.50ydi bitti.

Son teravihten panoramik bir görüntü:



Sabah namazı için hocamız bizi mescidde topladı. Arap görevli Türkçe bir sohbet yaptı, güzel şeyler hatırlattı.

Yeşil halıda bu sefer grup üyeleri birbirimizi koruyarak namaz kıldık. Yine izdiham vardı. Dışarda grup harici duyduğum kişiler de günaha mı girdik sevaba mı girdik diye üzülüyorlardı..

Diğer gün yine başlamıştı, 9da odaya geldik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder